Güncel
Giriş Tarihi : 30-04-2013 01:51   Güncelleme : 30-04-2013 01:51

Gaziantep’te Yeni Anayasa ve süreci masaya yatırıldı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin:"Çatışmadan, kandan, gözyaşından nemalanan bir siyaset anlayışını ayağımızın altına alıyoruz"

Gaziantep’te Yeni Anayasa ve süreci masaya yatırıldı

"Biz yok olacaksak, bizim partimiz yok olacaksa, bizim makamlarımız yok olacaksa varsın yok olsun. Ama bu devletin, bu milletin, bu insanlığın, bizim çocuklarımızın geleceği adına almamız gereken kararları cesaretle almak durumundayız"

 

Sivil Dayanışma Platformu, Anadolu Platformu ve Büybülzade Vakfı tarafından ortak düzenlenen ‘Yeni Anayasa ve sürecin değerlendirilmesi’ toplantısı aile ve sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in katılımıyla Gaziantep’te yapıldı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Çatışmadan, kandan, gözyaşından nemalanan bir siyaset anlayışını ayağımızın altına alıyoruz" dedi.

Şahin, Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Anayasa Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, ülkenin ve insanlığın meselelerine duyarlılık gösterdikleri için katılımcılara teşekkür etti. "Bizim en temel sermayemiz beşeri sermayedir, yetişmiş insan gücümüzdür" diyen Şahin, şunları kaydetti:

"Fikri olan, üreten, bu ülkenin geleceği için 'benim de bu çözüme katkım var' diyen herkesin, bu masa başında bir araya gelmesi ve gelecek adına, çocukların geleceği adına, siyasi parlamento içerisinde düğümlenen birçok sorunu, farklı bakış açısıyla çözebilme kapasitesine sahip olan bu masadaki bütün herkese bir kardeşiniz olarak çok teşekkür ediyorum."

Kurtuluş ve çözümün "burada" olduğunu ifade eden Şahin, şöyle konuştu: "Çünkü biz biliyor ve inanıyoruz ki; toplumsal huzur ve barışı sağlayabilmemiz için bireyin huzurunu, barışını sağlamamız gerekiyor. Ve bu anlayışla, bu felsefeyle yola çıkarken biz, 'hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedik. 'Herkes özgür olmayınca biz özgür olamayız, herkes mutlu olmayınca biz mutlu olamayız, herkes güçlü olmayınca biz güçlü olamayız' dedik. Sosyal adalet, sosyal refah, sosyal barış, insanın kendi ihtiyacı olan maddi ve manevi ihtiyacı olan temel ihtiyaçların giderilmesi ve bize düşen kısmın burada yalnız kalan, eksik kalan kısmın tamamlanmasıdır. Toplumun huzur ve barışıysa temel duruşunuz ve buradaki hedefimiz, o zaman biz toplumun neye ihtiyacı var, insan neyden mutlu olacak, cevabını vermemiz gerekiyor. Bu topyekun bir kalkınma projesidir. Yalnızca ekonomi, yalnızca sosyal alan, yalnızca hukuki alan, yalnızca demokratikleşmeyle değil, bunlar her biri bütünün birer parçasıdır."

Sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmek için önce ülkenin kalkınma hamlesini başarmak ve aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin, hukuk devleti olmanın, ileri demokrasinin de at başı götürülmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, "İşte o yüzden biz bir taraftan ülkemizdeki güveni ve istikrarı sağlayarak ve beraberindeki ekonomik istikrarı sağlayarak dünyadaki bütün tsunamilere rağmen en hızlı büyüyebilme, işsizliğini en hızlı düşürebilme, gelir dağılımı adaletini en hızlı düşürebilme, yoksullukla mücadeleyi en hızlı başarabilen ülkelerden biri olduk" dedi.

Ekonomi alanında yaptıkları çalışmaların ulusal ve uluslararası boyutta başarı olarak görüldüğünü aktaran Şahin, şöyle devam etti: "Peki bunu nasıl sürdüreceğiz? Bu bizim varış noktamız mı? Başarı; sürecin devam edebilmesidir. Eğer bugün yabancı yatırımcıların ülkemize gelip daha fazla yatırım yapmasını istiyorsak, eğer bugün genç dinamik nüfusa daha iyi bir yaşam kalitesi sunmak istiyorsak, işte o zaman önümüzdeki bu hukuk devleti olma ve demokratikleşme mücadelesini de beraber götürmek zorundayız."

Geldikleri günden beri hürriyet ve ekmeğin ikiz kardeş olduğunu, yasakçı, vesayetçi, dayatmacı, asimile eden, tek tipçi bir anlayışla bu ülkenin sürdürülebilir kalkınmasının başarılamayacağını ve mutlaka yasakların kaldırılması gerektiğine inandıklarını belirten Şahin, bu amaçla Devlet Güvenlik Mahkemelerini, Olağanüstü Hali ve Emasya Protololünü kaldırdıklarını ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğini sivilleştirdiklerini anımsattı.

Şahin, sivil anayasa ve çözüm süreci çalışmalarını da birlikte yürüttüklerini dile getirerek, "Anayasayı da başarmamız gerekiyor. Aslında bu bir zihniyet meselesi. Çünkü demokratik olgunluk, başkalarının yerine kendini koyabilme ve burada demokratik olgunluk, empati yapabilme, herkesin yaşam hakkını kendi yaşam hakkın kadar önemseme, temel hak ve hürriyetleri özümsemedir. Bir davranış modudur. Günlük hayatın içerisinde nasıl yeme içme gibi bunu özümseme, aslında bunu bir zihinsel dönüşüme başarabilme işidir. Ama hala bu noktalarda yeterince güçlü olmadığımız için buna ihtiyaç hissediyoruz" diye konuştu.

-"Milletin güçlü olmadığı bir devlet anlayışını sürdürebilmek mümkün değil"-

 "Nedir anayasa; toplumsal mutabakatsa, bireyin bireyle, bireyin toplumla, eğer devletin toplumla yaptığı bir toplumsal sözleşmeyse; biz neden uzun yıllar boyunca buradan çıkamıyoruz" ifadesinde bulunan Şahin, şöyle devam etti:

"Geldiğimiz noktada nereye takılıyoruz diye bakacak olursak; aslında biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, çok adaletli bir kurul oluşturduk. Kendi yüzdemize de bakmadık, milletvekili sayısına da bakmadık. Uzlaşma komisyonunda üç artı, üç artı eşit temsili sağladık ki bir an önce şu kaos üzerimizden kalksın ve buradan çıkış yapabilelim diye. Ama geldiğimiz noktada üç temel noktayı anlaşabilecek hale dönüştürmemiz gerekiyor. Buradaki devletin ideolojik yapısını, resmi ideolojisini, temel hak ve özgürlükleri, eğer biz milletin istediği noktaya dönüştüremezsek ve burada biz dinle vicdan hürriyetini istediğimiz noktaya dönüştüremezsek, ortak dili bulabilmemiz çok zor olacak."

"Peki neden anlaşamıyoruz?" diye soran Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Devlet mi, millet mi diye baktığınız tanımda, anayasayı şu ana kadar yapanların, devleti, millet için koyduğu, devlet olmadan milletin olmayacağı bir anlayışla yola devam etmek istiyorlar. Ama biz de diyoruz ki; milletin olmadığı bir devlet anlayışını, milletin güçlü olmadığı bir devlet anlayışını sürdürebilmek mümkün değil. O yüzden 'milletin bütün değerlerini özümsemiş, devletin de bu özümsemiş değerler üzerinde yapılandığı yeni bir anayasaya ihtiyacımız var' diyoruz. Eğer burada, bu zihinleri bu şekilde çözebilirsek, devlet millet için mi, millet devlet için mi sorusunun cevabını bir üste çıkıp verebilirsek, bunu başarabilmiş olacağız. Ayrıca temel hak ve özgürlükler noktasında anayasanın 'hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' diye çok açık bir şekilde yazdığı ama bunu uygulamanın devlet organları tarafından yürütüleceği şeklinde yeniden kısıtlamaya girdiği bir anlayışla yolumuza devam edemeyiz. Biz şuna inanıyoruz, doğuştan gelen bir haktır bu. Özgürlük, temel hak ve özgürlük, din ve vicdan hürriyeti, doğuştan gelen bir haktır. Hiçbir anayasayla, hiçbir kalıba sığdırılamayacak kadar önemli bir haktır ve burada hiçbir organ bunu kısıtlayamaz. İşte buraları eğer başarabilir ve buralardan bir üste çıkabilirsek, işte tam da burada size ihtiyacımız var. Üretenin, çözüm üreten, takılan noktayı bir ileriye taşıyan zihinlere, beyinlere ihtiyacımız var. Yetişmiş, kendini bu konuda yetiştirmiş beyinlere ve insan gücüne ihtiyacımız olduğu muhakkak."

"Çatışmadan, kandan, gözyaşından nemalanan bir siyaset anlayışını ayağımızın altına alıyoruz"-

Milletin sağduyusu ve ferasetinin her zaman kördüğümü çözdüğünü vurgulayan Şahin, şöyle devam etti: "Dolayısıyla biz doğru neyse onun arkasında durmak durumundayız. Bizim ihtiyacımız olan neyse, kendi çıkarlarımızdan, kendi siyasi ikbalimiz, kendi partimiz için değil, adaletli bir şekilde, benim işime gelmiyorsa bile, benim kendi bireysel geleceğimi negatif bir şekilde etkiliyorsa bile, haklıysa ve doğruysa bunun arkasında durabilmek. İşte biz o yüzden burada, bu geldiğimiz noktayı çok önemsiyoruz. Çatışmadan, kandan, gözyaşından nemalanan bir siyaset anlayışını ayağımızın altına alıyoruz. Aslında zoru tercih ediyoruz. Çünkü buradan beslenme çok kolay. Çok fazla çalışmana gerek yok. İki kutup birbirini besliyor zaten ve her zaman var oluyor. Aristo'nun söylediği yöntemi kullan; 'çatıştır, barıştırma hakemlik yap.' Biz daha uzun yıllar bu süreci bu şekilde devam ettirebiliriz. Ama bu insanlığa bu ülkenin geleceğine haklılık olmadığını düşünüyoruz. Biz yok olacaksak, bizim partimiz yok olacaksa bizim makamlarımız yok olacaksa varsın yok olsun. Ama bu devletin, bu milletin, bu insanlığın, bizim çocuklarımızın geleceği adına almamız gereken kararları cesaretle almak durumundayız. Vizyonumuzu ortaya koymak durumundayız."

Milletin duası ve milletin gücünü her zaman arkalarında hissettiklerini ifade eden Şahin, muhalefetteki kafa ve zihin karışıklığı ile liderlik sorununun gelinen noktada problem oluşturduğunu söyledi.

"Aslında bu yolculuğu muhalefetle beraber götürebilsek, belki sizlerin bu kadar zamanını almamıza ve sizleri bu kadar yormamıza da gerek kalmayacak" diyen Şahin, bu konudaki çalışmaların önemli olduğunu kaydetti.

Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı: "Biz gayrettin sorumluyuz. Biz gayret ettiğimiz zaman, iyi niyetle, samimiyetle doğrunun arkasında durduğumuz zaman, hukuku yalnızca kendimiz için değil, adaleti yalnızca kendimiz için değil başkaları için de mücadele edip müdahale ettiğimiz zaman yol açılıyor. İnsanlığın yolu açılıyor, her şey bir tarafa. Kardeşliğin yolu, barışın yolu açılıyor. Biz bu yolu açmaya sizlerle beraber devam edeceğiz."

Yapılan konuşmaların ardından ikinci oturumda konuşmacılar  kendi konularıyla ilgili sunumlarını yaparken, oturuma katılan müzakereciler de görüşlerini ifade edip, konuşmacılara sorular sordu.

50 önemli müzakerecinin yer aldığı toplantıya katılan TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı Selda Tandoğan Demirel, düzenlenen yeni anayasa sürecinin çok verimli geçtiğini belirterek, şunları söyledi: “Gerek katılımcılar açısından gerekse de toplantıda yer alan konuşmacı ve müzakereciler çok önemli konulara değinerek güzel fikirlerini ortaya attılar ve çözüm süreci açısından yeni anayasa yapım sürecinin önemine vurgu yapılan toplantı da farklılıklarımızı kucaklayan bireysel hak ve özgürlüklerin teminat altına alındığı yeni anayasanın önemi hakkında ortak bir görüşe varıldı. Adem-i merkeziyetçi yeni yönetim modelinin ülkenin sorunlarının çözümü açısından çok ciddi bir yaklaşım olacağı fikri de fikir birliğimizdi. Ayrıca başkanlık sistemi konusuna da değinilen toplantının sonuç bildirgesinin amacına ulaşması dileği ile düzenlenen toplantıya emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” Dedi.

 

AdminAdmin